Sun Express: Mehmet Güreli Röportajı

Son güncelleme: 2021-06-09 07:58:49

Uzun yıllardır Carre d'Artistes'in sanatçılarından biri olan Mehmet Güreli ile yeni projeleri hakkında sohbet ettik.

Sun Express: Mehmet Güreli Röportajı

Galeri Carre d'Artistes topluluğuyla yolunuz nasıl kesişti?

Aslında bir tesadüf. Böyle bir şeyin bütün dünyada olması da hoş bir şey. Paris’e gittiğimde orada bazı kişilerin benim resimlerimden haberdar olduğunu bilmek bile bana hoş gelmişti. Dünyanın herhangi bir yerinde bir tanıdığına rastlamak gibi bir şey aslında ya da onların sana rastlaması gibi bir şey. Çok hoş bir buluşma.
 
Carre d'Artistes için yeni bir şey üzerinde çalışmaya başlamadan önce fikir üretme süreciniz nasıl ilerliyor, nelerden ilham alıyorsunuz? 

Burada ayrı bir stil içinde yürüyor işler. Ben kendini hiç düşünceye sokmuyorum fakat o boyutların içine kağıtları koyduğum anda ne yapacağım sanki birden bire geliveriyor bana. Böyle hani bir kitap kapağı hazırlar gibi, bir arkadaşıma küçük bir desen çiziyormuşum gibi başlıyorum sonra tabi iş büyüyor biraz. Çok fazla düşünerek yaptığım bir şey değil ama daha önce düşündüğüm şeylerin ortaya çıkması gibi. Mesela bir şey okurken oraya geçiyorum bir dergi karıştırırken geçiyorum. Yağlı boyaları yaparken odanın başka bir tarafındayım bunları yaparken başka. Çerçevesi bana ilham veriyor. O sırada aldığım bir DVD’nin kapağı ya da bir kitabın kapağı ya da okuduğum bir şeyin bana kattığı bir şeyler. Bir sürü şeyin içindeyim yani şunu söylemek lazım sinema, müzik edebiyat, felsefe aslında evin içinde her tür malzemeye dönüşmüş vaziyette. Dünyayı güzelleştiren bir şey olduğuna inanıyorum yoksa duvarlar bomboş olacaktı yani.

Galeriyle olan iletişiminizden bahsedebilir misiniz? Nasıl işler ortaya çıkacağına nasıl karar veriyorsunuz?

Bir kurumla bir ilişki kurduğun zaman bir sıcaklık olmadığı zaman sıkıcı oluyor. Yani ayakların ters gider derler ya öyle. Yani resmi yaparken de bunun düşünce olarak aklından geçmesi gerekiyor bence. O zaman güzel oluyor hayat. Öbür türlü şeyler sıkıcı oluyor. Ben sıkıcı şeylerden kaçınıyorum hep. O bize bir gün uğrayın deyip kartını aldığım nazlının bana o sıcak kartı verişindeki şey beni buraya getirdi. Ben çok kısa sürede buraya gelmiştim. Ben buralarda çok dolaşan bir adamım burası hiç dikkatimi çekmemişti girmemiştim.

Türkiye'de sanat piyasasındaki fiyatlandırmaları nasıl buluyorsunuz? Sizce "ulaşılabilir sanat" gerçekten mümkün mü?

Mümkün tabii. Çünkü bu işin içindeyiz ve istediğin şeyi sen değerlendirirsin. Fiyatı arttırmak da mümkün, resmin elinde kalması da mümkün. Azaltmak da sana ait. Arz talep meselesi bu. Belli bir çizgide götürdüğün zaman o çizginin altına inmiyorsun zaten. Seni zaten kimse ona zorlamıyor. Senin kim olduğunu bilip ona göre geliyorlar. Burada tercihler söz konusu bence. Yani bu sistem öbür sistemlere göre çok farklı gibi gözükse de aslında insan böyle bir yere de bir şey verdiği zaman bu kurumun kaliteyi düşürmeme çabasıyla ilgili. Eğer onu düşürmüyorsa bütün sanatçılarla birlikte, o zaman her şey söz konusu olabilir. Yani ben büyük fiyatlarla resim satılacağına da inanırım küçük fiyatlarla satılacağına da. Değiş tokuş bile olabilir. Eskiden bazı ressamlar değiş tokuş da yaparlardı. Ev alırken bile resimlerini veren ressamlar var. Terziye bile resmini veren insanlar var. Yani bu da parayı yok ediyor, ortadan kaldırıyor.

 Yurtdışındaki Carre d'Artistes galerilerini gezme fırsatınız oldu mu? Sizin işlerinize nasıl tepkiler geliyor?

Paris’te 2 yan yana Carre d'Artistes’İn yerini gördüm. Bir tanesi ismimi söyledi ben söylemeden beni tanıdı. Sıcak davrandılar.

Şu sıralar resim dışında neler üzerinde ağırlıklı olarak çalışıyorsunuz, yakın zamanda yeni bir projeniz var mı?

Şu anda bir albüm üzerinde çalışıyorum. 1 ay sonra çıkmasını planlıyoruz. Onun dışında bir uzun metraj çalışması yapacağım. Onu da ekim kasımda çekmeyi planlıyoruz. “Dört Köşeli Üçgen” filmin adı olacak. Daha başka araya bir şeyler girer mi dersen resim ve yazı da devam ediyor ama aynı zamanda da bu projeler ortaya çıkacak olan. Öbürleri her zamanki hayatın içinde yaptığım şeyler. Mesela bu albüm devam ederken alakasız gitarı elime alıp bir şarkı üzerine çalışıyorum film için. Yani birbiriyle alakasız gibi gözükseler de hep iç içeler.