Fransız ressam Pierre Reymond, 1970 yılında doğdu ve Chambéry’de yaşıyor. Çocukluğundan beri çizgilere ve kesiklere olan ilgisi sanatçıya kendi tarzını bulmasında epey yardımcı oldu. Edebiyat çalışmalarından sonra resime yönelen ve 2007 yılında Louvres Ulusal Güzel Sanatlar Fuarı'nda madalya kazanan sanatçı 2016 yılından beri de Uluslararası Galeri Ağı Carre d’Artistes’in en çok beğenilen sanatçılarından biri. Şimdiye kadar Fransa’nın birçok şehri ile Amsterdam, Meksika ve Amerika gibi birçok farklı yerde sergilendi. 

Şehirler, mekanlar, konçertolar ve kalabalıklar gibi yaşamının görüntülerini ve bazen de edebiyat çalışmalarının ona verdiği ilhamla Don Kişot, Robinson Crusoe gibi edebiyat figürlerini resmediyor. Resimlerine başlamadan önce onları adeta detaylı grafikler halinde çalışan Reymond, bu ön çalışmanın eser motiflerinin oluşmasında büyük katkısı olduğuna inanıyor. İzlenimcilik ve Fovizm akımlarına kendini yakın hissediyor ve uzun yıllardır yağlıboyayı yalnızca bıçakla kullanıyor. 

Özellikle soyut çalışmalarında hiçbir çizim yapmadan ve kontür çizgileri oluşturmadan renge öncelik veriyor. Daha önce aldığı yaratıcı bilgi teknolojisi eğitimleri bu konuda kendisine büyük kolaylık sağlıyor ve her bir bıçak darbesi modern zamanın deyimiyle; resimlerin piksel piksel bir bütünlük oluşturmasını sağlıyor. Bu nedenle, Reymond’un resimlerine yakından ve uzaktan bakmak izleyiciye iki bambaşka deneyim sunuyor. Konçerto sahnelerini işlediği resimlerinde ise renk, müziğin duygusunu taşıyor. Dinlediği klasik müzik eserlerinden ilhan alırken resimlerin ritim duygusunu vermesini önemsiyor. Kendisinin de iyi bir müzik dinleyicisi olduğunu söyleyen Reymond, sanatın farklı alanlarından beslenmenin büyük bir zevk olduğuna inanıyor. 

 

Bu günlerde yaşanan zor sürecin her ülke için kolay geçmesini dilediğini söyleyen sanatçı, İstanbul’daki Sanatçı Buluşması Etkinliği için heyecanının katlanarak arttığını ve en kısa sürede Istanbullu sanatseverler ile tanışmak istediğini belirtti.