EKSPRESYONİZM, AKSİYON RESMİ ve MARC AGUSIL

“Resimlerimin bir merkezi yoktur. Her yer eşit öneme sahiptir.”

Jackson Pollock

 

II.Dünya Savaşı'ndan kısa bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan Soyut Dışavurumculuk, pek çok sanatsal akımı etkilemiştir ve bunların en dikkat çekici olanı Aksiyon Boyamadır.

 1939'dan 1945'e kadar süren İkinci Dünya Savaşı, uluslararası sanat ortamında iki ana eğilim ortaya çıkarır. O zamana kadar sanat alanında önde giden Avrupa pazarı, yıllarca süren savaşlar ve  mali sorunlar ile başa çıkmaya çalışırken ve sanatçılar Amerika Birleşik Devletleri'ne göç eder. Ve tam da bu zamanda, Sam Amca'nın ülkesi Otuzların Büyük Buhranı’ ndan çıkıyor ve küresel modern sanatın yeni merkez üssü olmayı hedefliyor. Sanatçılar, eleştirmenler, müzeler, galeriler, koleksiyonerleri bir araya getiriyor...

Amerikalı sanatçıların, o dönemde Mondrian’ın aydın geometriciliğiyle temsil edilen Avrupa soyut resmine ilk tepkisi de sayılabilen bu akım aynı zamanda da ABD resminin Avrupa’ya ilk katkısı sayılabilir. Ekspresyonizm, hiç uyumayan şehir New York Atölyelerinde doğar ve sanatın kalbini Paris’ten New York’a taşımayı başarır. 

ÇOK YÖNLÜ BİR HAREKET

Willem de Kooning (1904-1997) ve Franz Kline (1910-1962) tarafından yönlendirilen hareket, soyut dışavurumculuk adını New York'taki 8th East Street 39'daki birçok tartışmanın ardından bulur. Picasso, Kandinsky ve Miro gibi Avrupalı sanatçılar; sürrealizm ve soyut resim Soyut Dışavurumculuğu etkilemiştir.

Kısa bir zaman içersinde birçok sanatçı, bu sanat anlayışına yakınlaşmıştır. Hamilton'dan Newman'a, Rothko, Gottlieb ve Gorky gibi isimler Soyut Dışavurumculuk tarzda eserler veriyor ve bu çalışmalar renk alanı resmi veya aksiyon resmi gibi farklı resim stillerini doğuruyor. Aksiyon resim denildiğinde ilk akla gelen sanatçı ise Jackson Pollock oluyor.

1912’de, Wyoming’de doğan Jackson Pollock, Amerikan sanat tarihinin önemli isimlerindendir. Fırça kullanmadan boyayı fırlatarak, dökerek ve damlatarak tuvale aktaran sanatçının eserleri, dünyanın en önemli koleksiyonlarında yer almaktadır.

Agusil, sanat eserlerinin yaratılması sırasında malzeme, doku ve jestlerin kullanımına büyük önem veriyor. Sanatçı, Güzel Sanatlar eğitimi boyunca doku ve malzeme konusunda kendini geliştirdi. Eserleri için "çok yüzlü" söylemini kullanıyor ve farklı teknikleri kullanmaktan çekinmiyor. Aksiyon resmin ve Pollock’u resim dokusu konusunda ilham verici buludğunu söyleyen sanatçı portrelerinin belirli unsurlarına, özellikle gözlere ve dudaklara çok önem veriyor. Önce yağ ve akrilik ile fırçalanan kanvas, daha sonra bu karışık malzemeden bir spatula veya fırça ile şekillendiriyor; Bu yöntem Agusil'in ifade, ışık ve dokularla oynamasını sağlıyor. Güçlü renk tonlarında işlenen portreler, kısa ve hassas hareketlerle canlı bir şekilde boyanıyor.. Hareketlerinin neden olduğu bilinçdışı veya fiziksel yasalarına uyması için rengin ve jestin tuval üzerinde kendini ifade etmesine kasten izin vermeyi seçiyor.